Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof.Dr.Peyami Battal, "Güçlendirme adı altında bazı istismarlar oluyor, binaların boya badanasını yapıp, bir tane duvarı değiştirerek adına 'güçlendirme' diyenler var" dedi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, "Güçlendirme adı altında bazı istismarlar oluyor, binaların boya badanasını yapıp, bir tane duvarı değiştirerek adına 'güçlendirme' diyenler var" dedi. YYÜ Mimarlık Mühendislik Fakültesi ile İnşaat Mühendisleri Van Şubesi tarafından Ticaret ve Sanayi Odası Salonu'nda "Depreme Karşı Yapısal Güçlendirme, Bildiklerimiz - Bilmediklerimiz" konulu panel düzenlendi. Panelin açılışında konuşan Prof. Dr. Battal, kentte meydana gelen depremlerin ardından üniversite olarak gerekli çalışmaları yaptıklarını belirtti. Üniversitedeki binalarda hasar tespiti yapılarak güçlendirme çalışmalarına başladıklarını anımsatan Battal, kentteki birçok kurum binasının, ilgili birimlerden rapor beklediği için halen sıkıntı yaşadığını söyledi. Battal, güçlendirme konusunda yapılması gerekenlerin belli olduğuna değinerek, depremden sonra güçlendirme konusunda ciddi bilgi eksikliği olduğunun saptandığını, bu nedenle de böyle bir panelin düzenlenmesi konusunda karar aldıklarını ifade etti. Binalardaki güçlendirmenin önemli bir olay olduğunu anlatan Battal, şöyle konuştu: "Güçlendirme adı altında bazı istismarlar oluyor. Binaların boya badanasını yapıp, bir tane duvarı değiştirerek adına 'güçlendirme' diyenler var. Böyle bir şey olabilir mi- Binanın zemininden tutup, tavanına kadar analizini yaptırmak gerekiyor. Daha sonra bu analizler çerçevesinde bir ekip tarafından binanın mekaniği, statiği ve bütün ayrıntılarıyla değerlendirilmesi ve olası depremlere dayanabilecek, can kaybına neden olmayacak şekilde güçlendirilmesi gerekiyor." Açış konuşmasının ardından Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Doğangün, "Güçlendirme mi, yıkım mı" konulu sunum yaptı. Bazı firmaların, güçlendirme yerine depremde hasar gören binanın onarımını yaptırdığına dikkati çeken Doğangün, şunları kaydetti: "1997 yılında, 'güçlendirmeye ihtiyacı var' diye bir binayı yıksaydık ve yerine yeni bir bina yapsaydık, bugün 2007 yönetmeliğine göre değerlendirecektik ve bina tekrar zayıf çıkacaktı. O zaman da yeniden yıkıp yerine yenisini yapmamız gerekecekti. Dolayısıyla 'performansı yetersiz' diye biz her yapıyı yıkmaya kalkarsak her yönetmelik değişikliğinden sonra tekrar bu yapıyı yıkma durumunda kalabiliriz. Her yönetmelik ile bina yıkmaya kalkarsak ülkenin ekonomisi buna yetmez." İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper İlki ise 1940 yılından itibaren çıkarılan deprem yönetmeliklerinin, o günkü şartlara göre kusurlu olmadığını bildirerek, "Yönetmeliklere uygun yapılmayan yapılarda sorun var. Esas sıkıntı burada. Çünkü binalar yapıldığı tarihteki yönetmeliğe de uygun yapılmamış" diye konuştu. İlki, 1975 deprem yönetmeliğine uygun yapılmış olan herhangi bir yapının, depremde can kaybına neden olduğunu görmediğine işaret ederek, Van depreminde yıkılmayan binalar için de 'deprem yönetmeliğine uygun yapıldı' denilmeyeceğini söyledi. Yıkılmayan binaların büyük bölümünün yönetmeliğe uygun olmadığını açıklayan İlki, "Depremde yıkılmayan binalarda bir sürü kusur var. Ama bütün kusurların bir arada toplandığı, bütün eksikliklerin bir arada olduğu yapılar yıkıldı ve can kaybına neden oldu" ifadelerini kullandı. Kaynak: AA - 06.09.2012
|